Diyanet İşleri Başkanı, imam, namaz ve halk

Şayet toplumda bir değişim ve dönüşüm olmasını istiyorsak Diyanet İşleri Başkanlığına çok büyük görevler düştüğünü de bilmek zorundayız. Bazı kesimler Diyanet İşleri Başkanlığına husumet beslese de toplumun büyük bir çoğunluğunda bu Kurumun önemli bir yeri vardır. Bu bağlamda 657 sayılı Kanunda yer alan 12 hizmet sınıfından birisi olan Din Hizmetleri Sınıfında yer alan personelin niteliğinin arttırılması gerektiğini ifade etmek gerekiyor.

Şuan itibarıyla Din Hizmetleri Sınıfında 110 binin üzerinde personel bulunuyor. Bu personel içerisinde yer alan cami imamlarının bilgi, samimiyet, ses ve ifade kabiliyetinin oldukça önemli olduğunu en az haftada bir kere Cuma Namazına giden her insan bilir. Bu personelin niteliği öyle bir noktaya getirilmelidir ki, Diyanet İşleri Başkanı bu personellerin arkasında namaz kılabilmelidir.

Yine bu imaların vaazlarını 30 dakika dinleyebilme sabrını gösterebilmelidir. Şayet sayın Başkan her cami imamının arkasında namaz kılamazsa ve bunların vaazını 30 dakika dinleyemezse bu imamların mutlaka başka görevlere nakledilmesi sağlanarak nitelikli ve en az İlahiyat Fakültesi mezunu imamlar alınmalıdır.

Bir şekilde imam olarak atanan yeterli vasıflarla muttasıf olmayan kamu personelinin başka kamu kurumlarının memur kadrolarına naklen atanması ile hem diğer kamu kurumlarının personel ihtiyacı giderilir hem de toplumun değişim ve dönüşümünde ciddi bir rol oynayan cami imamlarının niteliği arttırılmış olur.

Bu ifadelerimizin imamlarımızca yanlış anlaşılmayacağını düşünüyorum. Dindar olsun veya olmasın toplumdaki insanlar nezdinde imamların çok önemli bir yeri vardır. Bu nedenle çok ciddi birikimi olmayan insanların imam olarak göreve başlatılması son derece risklidir. İmamların dini bilgileri ile görevlerini etkin bir şekilde yapmak için ihtiyaç duyulan diğer özelliklerin seviyesini ölçmekte öyle zor bir şey değildir.

Bakmadan Geçme