AK Parti'de bir ilk: Grup kavgası

31 Mart yerel seçimlerinde alınan mağlubiyetin gölgesinde AK Parti'de iç karışıklıklar yaşanıyor. Parti içerisinde milletvekilleri, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in tutum ve davranışlarından rahatsızlık duyduklarını dile getiriyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 1977 seçimlerinden sonra birinci parti konumuna gelmesiyle AK Parti, 22 yıllık iktidar sürecinde ilk seçim yenilgisini tattı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisini bir arada tutma çabaları içindeyken, bazı milletvekillerinin sosyal medyada lüks harcamalarını paylaşmaları parti içinde infiale neden oldu.

Odatv'den Uğur Can Biçer'in haberine göre, AK Parti'nin seçim yenilgisinin ardından başlayan bu tartışmalar, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in kürsüye çıkma ve cevap hakkını kullanma isteğinde bulunan milletvekilleriyle yaşadığı gerginliklerle devam ediyor.

Muhalefet partilerinin temsilcileri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aleyhine konuşma yaptığı sırada AKP’li vekiller kürsüye çıkıp cevap haklarını kullanmak istiyorlar.

Grup Başkanı Abdullah Güler kanun maddelerinin geçmesi gerektiğini ifade ederek vekillerin cevap hakkı kullanmasına izin vermiyor.

Bunun üzerine CHP masalarıyla tartışmaya giren AK Parti’li vekiller Güler tarafından uyarılıyor.

Yaşanan bu durum karşısında AK Parti’li vekillerin hayal kırıklığı yaşadığı belirtiliyor.

AK Pati’li milletvekilleri şikayetlerini şöyle sıralıyor:

“CHP kürsüye çıkan milletvekillerini belediye başkanı yapıyor ancak biz kendi yıldızlarımızı söndürüyoruz.”

Vekillerin itirazlarına ise Abdullah Güler’in şöyle yanıt verdiği dile getiriliyor:

“Kanun maddelerini çıkarmak çok önemli. O nedenle siz konuşmayacaksınız. Sadece grup başkan vekilleri konuşacak.”

Bu gelişmeler, AK Parti'nin 22 yıllık iktidar sürecinde alınan ilk seçim mağlubiyetinin ardından partinin içerisinde hiç yaşanmayan olayların yaşandığına işaret ediyor. Öte yandan, CHP'nin tarihi bir başarıya imza atarak 4 milletvekilini belediye başkanı yapması da dikkat çekiyor.

AK Parti'de yaşananlar, Türk siyasetindeki dinamiklerin değişmeye devam ettiğini gösteriyor.