Sevgili okurlarım…
Yine bir kitap çıktı, Ankara kulislerinde fısıltı gazetesine malzeme oldu. Adı “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye”. Yazarı Ahmet Dinç, yayıncısı Hayat Yayınları. Raflara konduğu gün bile tesadüf değil: Öcalan’ın “PKK silah bıraksın” çağrısını yaptığı gün kaleme alınmış ön sözle başlıyor kitap. Eh, Ankara’da buna gazetecilik ve yayıncılık açısından “muazzam zamanlama" derler.
Gerçekten müthiş bir araştırma, muazzam bir inceleme araştırma kitabı olmuş.
Nasıl mı?
Bakın şimdi… Kitap, Diyarbakır Ülkü Ocakları’ndan başlayıp Türkeş’in tank üzerinde yaptığı miting konuşmasına kadar uzanıyor. 50’den fazla Bozkürt’le konuşulmuş. Yani Kürt ve Zaza kökenli olup da Ülkücü hareket içinde yer alanların “neden, nasıl, hangi şartlarda” o yolu seçtiği anlatılıyor.
Kulislerde konuşulanı da size aktarayım: Bazı siyasetçiler bu kitabı şimdiden masalarına koymuş. Hani olur ya, “PKK sonrası dönemde Kürt gençlerine kim yol gösterecek?” tartışması var ya… İşte o noktada, “Bozkürtler yeniden sahaya mı çıkar?” sorusu gündeme geliyor. Bir siyasetçi, kitabı karıştırırken “Bizim için yeni yol haritası olur mu?” diye soruvermiş. Diğeri hemen araya girmiş: “Aman ha, Ülkücü damarı kabartırsak oy dengesi değişir!”
Ahmet Dinç, kitabında açık açık söylüyor: “PKK’sız bir Türkiye’de Bozkürtler tutkal olacak.” Yani Türk’üyle Kürt’üyle yeniden yapıştırıcı rolü oynayacaklar. Güzel söz… Ama mutfakta tüp parasını ödeyemeyen, pazardan yarım kilo domatesle dönen vatandaşa bunlar ne kadar umut olur, orasını bilmem.
Bir de dikkatimi çeken ayrıntı: 12 Eylül öncesi kavgalardan, sağ-sol çatışmalarında ölen Bozkürtlerden, Türkeş’in Alevilere yönelik çıkardığı gazeteden, hatta Ziya Gökalp ile Mustafa Kemal’in dostane sohbetlerine kadar bir dizi “sıcak arşiv bilgisi” var kitapta. Yani sadece siyaset değil, biraz tarih dedikodusu da yapıyor.
Sevgili okurlarım, ben size söyleyeyim: Bu kitap yalnızca raflarda kalmayacak, çok kısa zamanda “kulislerde başucu kitabı” olacak. Çünkü Ankara böylesi çalışmaları sever. Hele de gündemde “terörsüz Türkiye” tartışması varken…
Ama işin özü şu: Kitaplar yazılır, raflarda parlatılır, kulislerde okunur. Lakin mutfağın ateşi yüksek, cebin cüzdanı boşsa; Bozkürt de olsa, Bozkurt da olsa, halkın derdi değişmez.