• Haberler
  • Aktüel
  • 'Su, Kan ve Akıl – Mitolojiden Felsefeye Geçişin Hikayesi', bastırılan dişil bilinci tartışıyor

'Su, Kan ve Akıl – Mitolojiden Felsefeye Geçişin Hikayesi', bastırılan dişil bilinci tartışıyor

Ünsal Çimen'in Fol Kitap etiketiyle yayımlanan eseri, mitolojiden felsefeye geçiş sürecinde dişil ilkenin nasıl bastırıldığını ve ataerkinin nasıl kurumsallaştığını 'su' metaforu üzerinden inceliyor.

Batı kültüründe mitolojik düşünceden felsefi düşünceye geçiş genellikle bir ilerleme, insan aklının bir zaferi, çocuksu mitlerin gölgesinden çıkış, kaosun yerini düzenin alışı olarak görülüp kutlanagelmiştir. Oysa bu geçişin simgesel bir “cinayet” ile gölgelenmiş karanlık bir yüzü de vardır: Kozmolojik annenin öldürülerek dişil unsurun ve kadınlığın sistemli biçimde bastırılması ve bunun karşısında filozof tipinde kendini gösteren erkekliğin tahakkümü ve ataerkinin zaferi.

Bu kitap işte bu bastırmanın izini sürüyor. Felsefe tarihinde Thales’in her şeyin kökeni olarak gördüğü “su” unsurunun geçirdiği dönüşüm üzerinden, dişil ilkenin nasıl görünmez kılındığını ele alıyor. Mitolojilerde, dinlerde, hatta çağdaş bilimde yaşamın kaynağı olarak görülen suyun bir varlık eğretilemesi olmaktan çıkarılıp kontrol edilmesi gereken çalkantılı bir karmaşaya indirgenişini ele alıyor ve Antik Yunan’da temellenen felsefeyi bir de bu gözle değerlendirmeye davet ediyor.

Kitapta, suyun bilgelik ve dişil güçle olan ilişkisinin tarih boyunca nasıl dönüştüğü, mitolojik figürlerden felsefi sistemlere kadar geniş bir çerçevede ele alınıyor. Ünsal Çimen, suyun bir madde değil, bir anlam taşıyıcı, bir hafıza ve iktidar sahnesi olduğunu vurgularken; Oedipus’tan Klitemnestra’ya, Platon’dan Aristoteles’e uzanan düşünce zincirinde kadının silinişini felsefi bir okuma ile yeniden gündeme getiriyor.

Antalyalı yazar Ünsal Çimen, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nde, yüksek lisansını Akdeniz Üniversitesi, doktorasını ise Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. Hâlen Muş Alparslan Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Yazarın önceki eserleri arasında Eski Yunan Dramalarında Anaerkil İzler (2011) ve Azizler ve Dâhiler (2021) bulunuyor.

 

Giriş bölümünden pasajlar

“Ataerkil dönemle birlikte üç önemli gücün kadından gasp edildiğini söyleyebilirim ve bunların üçü de ilksel sular, yani âdet kanıyla ilgilidir.”

“Âdet kanının çocuğu meydana getirmedeki etkin rolü erkekteki meniye geçmiştir.”

 

“Ataerki yalnızca biyolojik annemizi öldürerek kendini inşa edemezdi; bunun için kozmolojik annemizi de öldürmeliydi.”

“Kozmolojik annenin katli, ilksel suların etkin ilke olma özelliğinin elinden alınarak edilgin konuma indirgenmesidir.”

“Platon’un biçimler dünyası ve Aristoteles’in ilk hareket ettiricisi, bu dönüşümün felsefedeki yansımalarıdır.”

“Nietzsche’nin Dionisos ve Apollon ikiliğine getirdiği yorum, bu dönüşümün kültürel simgesini gösterir.”

“Kadın merkezli kültür, dişi mabuda tapılan toplumlarda doğaya, topluma ve ölüme dair bakışın bir bütün olarak ifade edilmesidir.”

Bakmadan Geçme

Memur 5 - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!