İdari izinlerde amirlerin gereksiz kaprisinin önüne geçilmeli

İdari izin kullanımında amirlerin geniş bir yetkisi bulunmaktadır. Bu yetkilerin de kamu yararı doğrultusunda kullanılması gerekmektedir. Bazen bu yetkilerin kötüye kullanıldığına da şahit olunabilmektedir.

  • 333

Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı imzasıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarına idari izne ilişkin yazı gönderildi.  

Yazıda, şu ifadelere yer verildi:

"Ramazan Bayramı 9 Nisan 2024 Salı günü saat 13.00'te başlayıp, 12 Nisan 2024 Cuma günü sona erecektir. Kurum yöneticileri tarafından gerekli tedbirlerin alınarak hizmetlerin aksatılmaması, zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede personel bulundurulması kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanların 8 Nisan Pazartesi günü tam gün, 9 Nisan Salı günü ise yarım gün idari izinli sayılmaları Sayın Cumhurbaşkanımızca uygun görülmüştür."

Alt birim yetkililerinin  asgari seviyede personel bulundurulmak kaydı ile planlama yapmasına rağmen, üst makamların “ ben 9 gün tatil yaptırmam diyerek mesai ve nöbet adı altında dayatma görevlendirme yapması" mümkün müdür?

Nitekim bize gelen bilgilere göre bazı yöneticiler bu yönde kararlar almaktadır. 

Konuyu biraz daha açacak olursak Anadoluda bir hastanede dahiliye servisi için servis sorumlusu hemşire, teknisyen vb. görevlileri planlayıp baş hemşireye onaya sunuyor, “Baş Hemşire de “Ben 9 Gün tatil yaptırmam 5 gün izin olacak şekilde ayarlayın, ona göre mesai ve nöbet planlayın.” diyerek gereksiz bir mağduriyet oluşturmak istediği ifade edildi. Elbette bize gelen bilgilerin doğruluğunu teyit edemedik. Ancak kamu kurumlarında bu tür sıkıntılar yaşandığı da bilinen bir gerçektir.

Her şeyden önce böyle bir yaklaşımın kabul edilmesi mümkün değildir. Yöneticilerin ben burda olduğuma göre herkeste burda olmalı mantığı doğru değildir. Yöneticinin görevi hizmetin aksamasını önlemek ve gerekli tedbiri almaktır.

Butür olumsuzlukların önlenmesi için sendika temsilcilerinin devreye girerek idarecilerin geresiz kaprislerinin önüne geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Nihayetinde sendikalar üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak için kurulan sivil toplum kuruluşlarıdır.

Ümit ederiz ki iş tatlıya bağlanır da olayın üzerine gitmek zorunda kalmayız.

Bakmadan Geçme