MEB İÇİN REFORM ÖNERİLERİ

Gençlerimiz geleceğimizin teminatı, bizlerden sonra emaneti teslim alacak yiğit bahadırlar.
Onları yaşadığımız değil, yaşayacakları çağa uygun yetiştirmek en büyük görevimiz.
Ülkemizde eğitim sisteminden dertli olmayan yok gibi.
Aslında çözümleri de biliyoruz ama çoğumuzun işine gelmiyor.
Toplumdaki bireyler olarak başarısız öğrencilerin sınıfta kalmaları gerektiğini söyleriz ama iş kendi çocuğumuza geldiği zaman öğretmenlere şiddet uygulamaya varıncaya kadar türlü yaramazlıklar yaparız.
Akademik olarak okumaya istidatı olmayan çocuklarımızı tez elden mesleki okullara yönlendirip onların sanat sahibi olmalarına gayret göstermeliyiz.
Bu ülkenin onlara da ihtiyacı var.
Çocuğumuz hayata atılmadan önce, bir bedel ödemeden bir şeylere sahip olunamayacağını anlamalıdır.
Markette alışveriş yaptıktan sonra kasaya uğramadan çıkılamayacağı gibi.
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceği gibi.
Her dönem sonunda sınavlar merkezi sistem olmalıdır. Böylece velilerin öğretmenlerle not yüzünden kötü düşmesinin, büyük oranda önüne geçilir ve aynı zamanda öğretmenlerimizin de başarısı ölçülür.
Eğer başarısızlığın temelinde öğrenci değil de, öğretmen varsa onun da öğretmenlik sözleşmesi feshedilmelidir. 
Bir kere öğretmen oldu mu, ömür boyu öğretmenlik devam eder düşüncesi insanı tembelliğe itebilir.
Asıl ve daha önemlisi ise kul hakkıdır.
Bir başka husus, Üniversite sınavında ilk 10.000’e giren en zeki öğrencilerin doktor olmak istemesi.
Amerikaların meşhur bir sözü var. Biz sosyal yönden güçlü bireyler yetiştirmeliyiz. Çünkü biz dünyayı yönetiyoruz. Doktor ve mühendisleri parayla buluruz.
Gerçekten sosyal yönden nice dehalarımızı eğitim sistemindeki bu yanlış anlayış yüzünden kaybediyoruz.
Allah’a emanet olunuz.