• Haberler
  • Memur
  • Ex bürokratın artık ne arayanı, ne soranı ne de dostu vardır…

Ex bürokratın artık ne arayanı, ne soranı ne de dostu vardır…

Ne demiş Cahit Zarifoğlu;

“ Bir ölüm vefalı bir de sonbahar

İçimiz hep bir hoşça kal ülkesi.”…

Vefa…Sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık… Yüksek karakter, bir seciye… Asalet ve soydan gelen…Öğrencilik yıllarımda İstanbul’da okurken… Üniversiteme giderken geçtiğim mahalle…Bu bölgede bir “boza” içtiniz mi sürekli içmek için gittiğiniz yer, “vefa”…

Vefasızlık…Birinin size yaptıkları; “makama” önem vererek, “güzelliğe” imrenerek, “zenginliğe” özenerek, “geldiği yeri” unutarak, “geçmişi ve yaşanmışlıkları” hatırlamayarak “mevcut ve duruma göre” şekil alma hali…

Ziya Paşa… ”Vefasızın meclisinde içki içilmez” der…

Mevlana… “Köpeği köpeklikten çıkarıp dost yapan sadakat ve vefadır. İnsanı insanlıktan çıkarıp köpek yapan da vefasızlıktır” der

İnsanoğlunu en fazla üzen; “yüreğinde taşıdığından, kalbine yazdığından, küçücük iyilik ettiğinden, değer verdiğinden, zaman ayırdığından, maddi manevi değer ödediğinden” göremediği vefadır…

Ramazan Bayramı’nın üçüncü günüBen de “vefa” göstererek “boza”ya olan sevgimi ve muhabbetimi gösterdimYıllar geçse de muhabbet, sevgi eksilmiyor…Hatırlamak, hatırlanmak güzel bir şey…

Bürokrasi…İnsana hizmet için araç olarak kullanılan yer… Atanan bürokratlar “her türlü imkana sahip; personel, bütçe, araba, sekreter…” Çalışanlar ve halk onlara “yoğun ilgi” gösterir… Onlar da makamlarında adeta “büyüleyici pozisyonlara” girerler. Kendilerinde “hikmet” görürlerKendileri bu görevden ayrılırsa “sistemin işlemeyeceğini” sanırlarAslında kendilerine “ayar verenler” tarafından “vazgeçilmez” olduklarını düşünürlerÖyle kişiler ile iletişim halindedirler ki, “ onlar çok iyi dost, çok yakın çalışma arkadaşı”…Ve “ebediyen bu dostluklar devam eder” diye sanırlarBu rüyadan ancak “görevden ayrılınca” anlarlar…Artık o “dost(!) insanlar” yoktur… Onlar “yeni dönemden nemalanmak” için hızlıca pozisyon almıştır bile…”Ex bürokratın” artık ne arayanı, ne soranı ne de dostu vardır… Aradıkları kişiler telefonuna çıkmaz, dönüş yapmazlar…Ne tuhaf, ne acı bir durum…

Politikacılar…Halkın temsilcisi, onun adına karar alıp “kamusal hizmetin temini için gayret sarf eden” kimseler…Seçim zamanı halk ile yoğun mesai içerisinde, seçim bitince “seçilmenin rahatlığı” ya da “seçilmemenin rahatsızlığı” içinde olanlar…Eğer seçilirlerse “sayın başkanım” ya da “sayın vekilim”, seçilmezlerse “görmezlikten gelinen bir şahsiyet”

Ama…Her seçilenin kaderi de “seçilmediği” zaman halkın aynı tutum ve davranışı ile karşı karşıya… “Yaşasın yeni başkan”… Yeni ortama uyum sağlamada ne kadar da çok başarılıyız…Hemen “kutlama mesajları, çiçekleri”…Eskinin günahlarını ortaya dökme…

31 Mart…Yerel seçimler… Başkanların bir kısmı seçilemedi… Artık onlar “ex başkan”lar…Yani onlar eskidi…

“Eskiye” bizim toplumda rağbet olmaz, herkes “yeni şeyler” derdinde…Ne çabuk ta unutulurlar…Sanki o başkan hiçbir icraat yapmamıştır, halka dokunmamıştır…Önemli değil… Önemli olan yeni kral…Eskisi öldü artık…Yenisinden nemalanmak gerek…

Bit pazarı…”Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” diye bir sözün geçtiği yer…Koleksiyonerlerin büyük çoğunluğu orada…Aradığınızı oralarda, bir yerlerde istediğiniz fiyata bulabilirsiniz…Bazıları değerli olan şeyi ucuza kapatma derdinde…Bazıları da gelecek hafta “ne bulabilirim” merakı ile evinin yolunu tutar… Bu pazar da bile “vefa” var…

Önceki dönem Ahlat Belediye Başkanı… Mümtaz Çoban… …Temsil kabiliyeti çok yüksek… “Üç dönem” belediye başkanlığı yaptı. Onun döneminde “Ahlat” sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın da gündemine girdi…”İkinci Külliye” orada yapıldı…Stalin’in Orta Asya’ya sürdüğü “Ahıskalıları” Ahlat’a yerleştirdi…”Cezaevi” yaptırarak şehre ekonomik olarak katkı sağladı… Şehre alışveriş merkezi yaptırdı…Ama kendi partisinden aday yapılmayınca başka partiye geçti ve seçimi kaybetti…”Ex Başkan” oldu…

Ramazan Bayramında… O benim Orta Asya’dan “dostum”…Başkanlığı döneminde en sert eleştirileri yaptım…Bana küstü, kırıldı…Olsun, biz dostuz…Ve aradım… Bayramını tebrik ettim…Başkanım; “ sen Külliye yaptırmadın”, “ cezaevi yaptırmadın”, “Ahıskalıları” getirmedin… “Ahlat’ı kalkındırmadın”…Artık halk nezdinde bu durumdasın… Malzeme bu, insanımız bu…Hemen kolayı seçerler ve eskiyi eleştirip yeninin yanında yer alırlar…”Seni görseler selam vermezler”… “Eskiden susmayan telefonun şimdi hiç çalmaz olur”… Dedim… Dinledi… Sadece dinledi…Eskilere gitti… Uzaklara daldı…Yaptıklarını düşündü…”Olsun” dediAllah’ a şükürler olsun “bu halk bana hizmet etmem için üç dönem başkanlık yaptırdı”…  Halk “vefa”sını göstermese de, o halka “vefa”sını göstermişti

Turgut Özal… Anavatan Partisi’nin kurucusu…Türkiye’nin 1980 sonrası “değişimi”ni sağlayan lider…Ülkeye önemli katkıları oldu…Cenazesi Fatih Camiinden kaldırıldı… Cenazesinde Edirnekapı’ya kadar caddeler, sokaklar insanlar ile doldu taştı… O milletin iftiharı idi…O bizim “tonton” Cumhurbaşkanımız idi…Ama “kendi partisinden” vefa göremedi

Adnan Menderes…1950 seçimleri ile ezici bir çoğunluk ile iktidara gelen… Halkın teveccühü yüksek olan bir lider… “Susan halk” yerine “konuşan halk” dönüşümü sağlanan dönemAma “o halk” rahmetli Menderes’in idamına ses çıkarmadı

Aslında… “Vefa” sadece bürokrat ve politikacı kesimi değil tüm toplumu ilgilendiren bir kavram … Cemaatlerde, öğrencilikte, aile hayatında…Her yerde…

Mühür…Önemli bir güç…Vefa ile de “kardeş” gibi…İnsanın değer verdiği bir şeyEğer bu “mühür” kişinin elinden alınırsa “etrafında hiç kimse kalmaz”…Geçmişte yaptıklarının bir “ehemmiyeti, hükmü” yok…

 Peki…”Vefa ya da vefasızlık”…Sorun kimde?...Bürokratta mı?…Politikacı da mı?…Ya da halkta mı?...

                                              

Bakmadan Geçme